|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
daha sonra |
then adv.
|
|
Then it became aid immigration, characterised by a period of compromise and uncertainty.
Daha sonra, uzlaşma ve belirsizlik dönemiyle karakterize edilen yardım göçü haline geldi.
More Sentences
|
2 |
General |
daha sonra |
afterwards adv.
|
|
One of my colleagues afterwards said that point was a powerful intervention.
Daha sonra meslektaşlarımdan biri bu noktanın güçlü bir müdahale olduğunu söyledi.
More Sentences
|
3 |
General |
daha sonra |
later adv.
|
|
I am sure that we can come back to this issue later.
Bu konuya daha sonra tekrar dönebileceğimizden eminim.
More Sentences
|
4 |
General |
daha sonra |
after adv.
|
|
This directive was promised us, first of all, after summer 2002, then for the end of 2002.
Bu direktif bize öncelikle 2002 yazından sonra, daha sonra da 2002 sonu için söz verilmişti.
More Sentences
|
5 |
General |
daha sonra |
next adv.
|
|
Next, we should surely amend all international legislation.
Daha sonra, tüm uluslararası mevzuatı mutlaka değiştirmeliyiz.
More Sentences
|
6 |
General |
daha sonra |
later on adv.
|
|
Later, on 6 and 7 December 2001, the Council approved a document entitled 'European management of border control'.
Daha sonra, 6 ve 7 Aralık 2001 tarihlerinde Konsey, 'Avrupa sınır kontrol yönetimi' başlıklı bir belgeyi onayladı.
More Sentences
|
7 |
General |
daha sonra |
then by adv.
|
|
The largest consumer of water is agriculture, followed by industry, and only then by private households.
Suyun en büyük tüketicisi tarım, ardından sanayi ve daha sonra da özel hanelerdir.
More Sentences
|
8 |
General |
daha sonra |
thereafter adv.
|
|
Thereafter, you can massage of another leg too.
Daha sonra öteki bacağa da masaj yapabilirsiniz.
More Sentences
|
9 |
General |
daha sonra |
and adv.
|
|
Some of us do that from time to time in this House, and I will give an example of it later.
Bazılarımız bunu zaman zaman bu Mecliste yapıyor ve daha sonra buna bir örnek vereceğim.
More Sentences
|
10 |
General |
daha sonra |
anon adv.
|
|
11 |
General |
daha sonra |
after that adv.
|
|
12 |
General |
daha sonra |
thenceafter adv.
|
|
13 |
General |
daha sonra |
ulteriorly adv.
|
|
14 |
General |
daha sonra |
latterly adv.
|
|
15 |
General |
daha sonra |
on adv.
|
|
16 |
General |
daha sonra |
infra adv.
|
|
17 |
General |
daha sonra |
poi adv.
|
|
18 |
General |
daha sonra |
syne [scotland] adv.
|
|
Colloquial |
|
19 |
Colloquial |
daha sonra |
later on expr.
|
|
Archaic |
|
20 |
Archaic |
daha sonra |
eft adv.
|
|
|
|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
daha sonra aramak |
call (somebody) back v.
|
|
Can you call back later?
Daha sonra arayabilir misin?
More Sentences
|
2 |
General |
ve daha sonra |
and later adv.
|
|
Furthermore, the director of the newspaper was imprisoned and later freed.
Ayrıca, gazetenin müdürü hapse atılmış ve daha sonra serbest bırakılmıştır.
More Sentences
|
3 |
General |
1980 ve daha sonra doğumlu olanlar |
people born in 1980 and afterwards n.
|
|
4 |
General |
konser/gösteri izleme hakkını daha sonra kullanma hakkı |
rain check n.
|
|
5 |
General |
Bakılan görüntü ortadan kalktıktan sonra görsel alanda bir süre daha izlenebilen ardışık görüntü |
after image n.
|
|
6 |
General |
hazreti davut'a ve müritlerine erzak getiren ve daha sonra onun karısı olan kadın |
abigail n.
|
|
7 |
General |
daha sonra kullanılır düşüncesiyle biriktirilen eşyalar |
rammle n.
|
|
8 |
General |
daha sonra ülkesine geri dönmek şartıyla abd'de geçici bir süre ikamet eden kimse |
nonimmigrant [usa] n.
|
|
9 |
General |
(kumarda) daha sonra kullanmak için kartları saklama |
holdout n.
|
|
10 |
General |
daha sonra kullanılmak üzere kenara ayrılmış iskambil kartları |
heel [us] n.
|
|
11 |
General |
daha sonra birleştirilmek üzere farklı motiflerde yapılan örgü parçası |
scrumble n.
|
|
12 |
General |
bir iyilik yaptıktan sonra başka bir iyilik daha yapma ihtimalinin azalması |
moral licensing n.
|
|
13 |
General |
daha sonra bakmak üzere bir kenara koymak |
keep something on the back burner v.
|
|
14 |
General |
daha sonra aramak |
ring back v.
|
|
15 |
General |
daha sonra aramak |
get back to someone v.
|
|
16 |
General |
daha sonra aramak |
phone (somebody) back v.
|
|
17 |
General |
daha sonra fikir yürütmek |
second-guess v.
|
|
18 |
General |
(remi kart oyununda) her oyuncu bir el daha oynadıktan sonra oyunun biteceğini duyurmak |
break v.
|
|
19 |
General |
güç kesildikten sonra bir süre daha momentumu korumak |
drift v.
|
|
20 |
General |
kendine özel mal yaptırıp daha sonra veresiye verilmezse hiç almamakla tehdit etmek |
fineer v.
|
|
|
21 |
General |
(daha sonra internetten alınacak ürünler için) mağazaya giderek ürünleri incelemek |
showroom v.
|
|
22 |
General |
daha sonra bahsedilen |
after-mentioned adj.
|
|
23 |
General |
daha sonra doğan |
laterborn adj.
|
|
24 |
General |
daha sonra doğan |
later-born adj.
|
|
25 |
General |
daha sonra gelişecek tohumlar içeren |
originative adj.
|
|
26 |
General |
(daha sonra daha iyisinin alınması amaçlanan) ilk ürüne ait veya ilgili |
starter adj.
|
|
27 |
General |
(ürün) daha sonra daha iyisinin alınması amaçlanan |
starter adj.
|
|
28 |
General |
gün batımından çok daha sonra |
way past sundown adv.
|
|
29 |
General |
gün batımını geçtikten çok daha sonra |
way past sundown adv.
|
|
30 |
General |
-den daha sonra |
later than prep.
|
|
31 |
General |
-den daha sonra olmayacak şekilde |
no later than prep.
|
|
32 |
General |
daha sonra anlamına gelen ön ek |
post- pref.
|
|
Phrasals |
|
33 |
Phrasals |
daha sonra kullanmak için ayırmak |
set by v.
|
|
34 |
Phrasals |
daha sonra kullanmak üzere saklamak |
put up v.
|
|
35 |
Phrasals |
bir olaydan sonra ...(ay/yıl vb) daha yaşamak |
stay on after something v.
|
|
36 |
Phrasals |
bir olaydan sonra ...(ay/yıl vb) daha yaşamak |
linger on after something v.
|
|
37 |
Phrasals |
(bir seyircileri) başka bir (daha sonra çıkacak olan ünlü) gruba hazırlamak |
warm someone up v.
|
|
38 |
Phrasals |
(birine) daha sonra tekrar sormak |
check back with (one) v.
|
|
Phrases |
|
39 |
Phrases |
ayrıntıları/adı daha sonra belirlenecek/açıklanacak |
to be named later expr.
|
|
40 |
Phrases |
o sorunu daha sonra düşünürüz |
cross that bridge later expr.
|
|
41 |
Phrases |
o konuyu daha sonra düşünürüz |
cross that bridge later expr.
|
|
42 |
Phrases |
aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz |
the person you have called can not be reached at the moment please try again later expr.
|
|
43 |
Phrases |
daha sonra belirlenecek |
tbd (to be determined) expr.
|
|
44 |
Phrases |
daha fazla bilgi az sonra |
further information to follow expr.
|
|
45 |
Phrases |
o gün daha sonra |
later that day expr.
|
|
Proverb |
|
46 |
Proverb |
kırk yaşına kadar akıllanmayan daha sonra da akıllanmaz |
a fool at 40 is a fool forever
|
|
47 |
Proverb |
bulmuşken al/yap sonra bir daha bulamayabilirsin |
he that will not when he may, when he will he may have nay
|
|
48 |
Proverb |
elindeki fırsatı değerlendirmeyen sonra gerektiğinde bir daha o fırsatı bulamayabilir |
he that will not when he may, when he will he may have nay
|
|
Colloquial |
|
49 |
Colloquial |
1970'ten sonra doğup ailelerine kıyasla daha az maddi güvenceye sahip yetişkinlerin oluşturduğu kuşak |
ipod generation n.
|
|
50 |
Colloquial |
daha sonra içmek üzere sigarayı kırmak |
clip a butt v.
|
|
51 |
Colloquial |
peki daha sonra ona ne oldu? |
so what happened to her? expr.
|
|
52 |
Colloquial |
daha sonra görüşürüz |
(I'll) see you when I see you expr.
|
|
53 |
Colloquial |
belki daha sonra |
a little later, perhaps expr.
|
|
54 |
Colloquial |
daha sonra belki |
a little later, perhaps expr.
|
|
55 |
Colloquial |
(birini) daha sonra arayacağım |
I'll get back to (someone) expr.
|
|
56 |
Colloquial |
seni daha sonra arayacağım |
I'll get back to you expr.
|
|
Idioms |
|
57 |
Idioms |
o sorunu/konuyu daha sonra/zamanı gelince düşünmek |
cross that bridge later v.
|
|
58 |
Idioms |
daha sonra sorun yaratmak |
come back to haunt one v.
|
|
59 |
Idioms |
daha sonra sorun yaratmak |
return to haunt one v.
|
|
60 |
Idioms |
bir konuyu tartışmayı/konuşmayı daha sonra devam etmek üzere bırakmak |
put a pin in it v.
|
|
|
61 |
Idioms |
bir konuyu tartışmayı/konuşmayı daha sonra devam etmek üzere bırakmak |
stick a pin in it v.
|
|
62 |
Idioms |
daha sonra sorun yaratmak |
return to haunt v.
|
|
63 |
Idioms |
40 yaşına kadar edinilen beceriler ve tecrübeler insana 40'ından sonra daha keyifli bir hayat sağlar |
life begins at 40 expr.
|
|
Speaking |
|
64 |
Speaking |
belki daha sonra |
maybe next time expr.
|
|
65 |
Speaking |
belki daha sonra |
maybe later expr.
|
|
66 |
Speaking |
bunu daha sonra yüzüme vurma |
don’t throw it back in my face later expr.
|
|
67 |
Speaking |
daha sonra bir işin var mı? |
are you doing anything later? expr.
|
|
68 |
Speaking |
daha sonra konuşalım |
talk to you later expr.
|
|
69 |
Speaking |
daha sonra görüşürüz |
see you then expr.
|
|
70 |
Speaking |
daha sonra görüşürüz |
see you then expr.
|
|
71 |
Speaking |
daha sonra konuşabiliriz |
we can talk later expr.
|
|
72 |
Speaking |
daha sonra konuşalım |
talk to you soon expr.
|
|
73 |
Speaking |
lütfen daha sonra tekrar arayınız |
please call again later expr.
|
|
74 |
Speaking |
lütfen daha sonra tekrar deneyin |
please try again later expr.
|
|
75 |
Speaking |
seni daha sonra arayacağım |
I'll call you later expr.
|
|
76 |
Speaking |
seni daha sonra arayabilir miyim? |
can I call you back? expr.
|
|
77 |
Speaking |
sana daha sonra anlatırım |
I will tell you later expr.
|
|
78 |
Speaking |
(daha sonra) seni arasam olur mu? |
can I call you?
|
|
79 |
Speaking |
(daha sonra) seni arasam olur mu? |
could I call you?
|
|
Chat Usage |
|
80 |
Chat Usage |
(mesajlaşma dilinde) daha sonra |
l8r (later) adv.
|
|
Trade/Economic |
|
81 |
Trade/Economic |
daha sonra ihraç edilecek tahvili temsil eden geçici belge |
interim bond n.
|
|
82 |
Trade/Economic |
daha sonra ödenecek vergiler |
deferred taxes n.
|
|
83 |
Trade/Economic |
evin satın alınmasından sonra aylık ödemeleri ilk yıllarda düşük daha sonra sonra giderek artan ipotek |
graduated payment mortgage n.
|
|
84 |
Trade/Economic |
ihracatçının malını göndermesi ve ödemenin daha sonra yapılması olanağını tanıyarak ithalatçıya dolaylı finansman sağlaması |
accounts receivable financing n.
|
|
85 |
Trade/Economic |
daha sonra beğenilmezse geri vermek şartıyla |
on consignment expr.
|
|
Law |
|
86 |
Law |
evlilik birliği dışında doğmuş olan çocuğun ana babasının daha sonra evlenmesiyle çocuğun soybağının düzeltilmesi |
legitimation by subsequent marriage n.
|
|
87 |
Law |
taraflardan biri tarafın ileri sürülen bir belge veya senedin daha sonra inkar edilmemesi |
estoppel by deed n.
|
|
88 |
Law |
duruşma öncesinde daha sonra sunulacak kanıtları göstermek için yapılan toplantı |
examination for discovery [canada] n.
|
|
Politics |
|
89 |
Politics |
zaman olarak daha sonra meydana gelmiş olan |
latter adj.
|
|
90 |
Politics |
kadınların oy verme hakkını elde etmesinden sonra kamu işlerinde daha büyük roller alabilmeleri için abd'de kurulan kar amacı gütmeyen bir kuruluş |
lwv (league of women voters) abrev.
|
|
Insurance |
|
91 |
Insurance |
tüm içeriği poliçe hazırlanırken oluşturulan ve daha sonra değiştirilemeyen bir hayat sigortası biçimi |
non-participating life insurance n.
|
|
Media |
|
92 |
Media |
daha sonra izle listesi |
watch later list n.
|
|
Technical |
|
93 |
Technical |
küçük uçağın dikey olarak tırmanışa geçip daha sonra durarak aşağı doğru yaptığı manevra |
whipstall n.
|
|
94 |
Technical |
uzunlamasına sıkıştırıldığında iç çapında genleşme ve daha sonra sıkıştırma kuvveti serbest bırakıldığında ilk çapına geri gelme özelliği |
property of expanding its bore diameter when compressed longitudinally and thereafter returning to its initial diameter n.
|
|
95 |
Technical |
daha sonra içine beton dökülecek olan boru şeklindeki çelik kazmaya çakılmış ince cidarlı bir borunun içindeki geçici destek parçası |
mandril n.
|
|
Computer |
|
96 |
Computer |
bir hata oluştu lütfen daha sonra tekrar deneyiniz |
an error occurred please try again later n.
|
|
97 |
Computer |
işlemci tarafından kısa süre sonra tekrar kullanılmayacağı için bellekte daha uzak konumda saklanan (veriler) |
nontemporal adj.
|
|
98 |
Computer |
aradığınız sayfaya erişilemiyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz |
the page you are looking for is unavailable please try again later expr.
|
|
99 |
Computer |
bir hata oluştu lütfen daha sonra tekrar deneyin |
an error occurred please try again later expr.
|
|
100 |
Computer |
daha sonra kur |
install later expr.
|
|
101 |
Computer |
daha sonra devam et |
continue later expr.
|
|
102 |
Computer |
daha sonra ekle |
add later expr.
|
|
103 |
Computer |
daha sonra göster |
show me later expr.
|
|
104 |
Computer |
daha sonra yeniden deneyin |
retry later expr.
|
|
105 |
Computer |
daha sonra gönder |
send later expr.
|
|
106 |
Computer |
daha sonra kaydet |
register later expr.
|
|
107 |
Computer |
daha sonra yükle |
install later expr.
|
|
108 |
Computer |
daha sonra anımsat |
remind me later expr.
|
|
109 |
Computer |
lütfen daha sonra bağlanmayı deneyin |
please try reconnecting later expr.
|
|
Construction |
|
110 |
Construction |
kumun daha sonra iş sırasında eklendiği sıva altlığı |
compound n.
|
|
111 |
Construction |
beton duvarların öncelikle yatay olarak inşa edilip daha sonra dikildiği inşa yöntemine ait |
tilt-up adj.
|
|
112 |
Construction |
beton duvarların öncelikle yatay olarak inşa edilip daha sonra dikildiği inşa yöntemiyle ilgili |
tilt-up adj.
|
|
Transportation |
|
113 |
Transportation |
ana konvoyu meydana getiren ve daha sonra konvoydan ayrılacak olan gemilerin oluşturduğu grup |
leaver section n.
|
|
Medical |
|
114 |
Medical |
kadın idrarının bir kısmını birleşmemiş bir dişi tavşana enjekte etmeyi ve daha sonra tavşanın yumurtalıklarını incelemeyi içeren hamilelik testi |
rabbit test n.
|
|
115 |
Medical |
bağışıklık sisteminin bir antijene ilk kez maruz kaldıktan sonra daha hızlı ve güçlü bir şekilde yanıt verme yetisi |
memory n.
|
|
116 |
Medical |
esas kanamanın durmasından daha sonra görülen kanama |
secondary hemorrhage n.
|
|
Psychology |
|
117 |
Psychology |
öğrenildikten bir süre sonra test edilen görevin öğrenmenin hemen sonrasından daha iyi yapılabilmesi |
reminiscence n.
|
|
Optics |
|
118 |
Optics |
ilk bakıldığında yeşil, daha sonra mavi olan (nesne) |
grue adj.
|
|
Physics |
|
119 |
Physics |
elektrik enerjini muhafaza eden ve daha sonra açığa çıkaran transparan malzeme |
electrofluor n.
|
|
Agriculture |
|
120 |
Agriculture |
daha sonra çalışılacak yeri gösteren saban işareti |
feerin n.
|
|
Education |
|
121 |
Education |
önce seslerin daha sonra ise bu ses birleşimlerinin okutulduğu bir dil öğretme yöntemi |
synthetic phonics n.
|
|
Linguistics |
|
122 |
Linguistics |
daha sonra kullanılan bir kelimeye atıfta bulunan kelime |
cataphor n.
|
|
123 |
Linguistics |
mısır'da m.ö. 7. veya 6. yüzyıldan sonra kullanılmaya başlayan, hiyeratik karakterin daha basit bir hali olan yazı biçimi |
demotic alphabet n.
|
|
124 |
Linguistics |
mısır'da m.ö. 7. veya 6. yüzyıldan sonra kullanılmaya başlayan, hiyeratik karakterin daha basit hali olan yazı biçimi |
epistolographic character n.
|
|
125 |
Linguistics |
mısır'da m.ö. 7. veya 6. yüzyıldan sonra kullanılmaya başlayan, hiyeratik karakterin daha basit hali olan yazı biçimi |
enchorial character n.
|
|
Religious |
|
126 |
Religious |
tanrı'nın evreni yaratıp daha sonra ona hiçbir müdahalesi bulunmadığı yönündeki inanç |
deism n.
|
|
Meteorology |
|
127 |
Meteorology |
yılın bir bölümünde belirli bir yöne esip daha sonra ters yönden esen rüzgar |
monsoon n.
|
|
Card |
|
128 |
Card |
(öncekinden sonra) daha yüksek bir kart oynamak |
cover v.
|
|
Music |
|
129 |
Music |
daha sonra çalınacak notaları önceden hafifçe çalma |
anticipation n.
|
|
Cinema |
|
130 |
Cinema |
sahnenin bir kısmının bloke edilip daha sonra başka bir çekim görüntüsü ile değiştirildiği sinema filmi efekti |
matte n.
|
|
Archaic |
|
131 |
Archaic |
daha sonra ortaya çıkan |
postnate adj.
|
|
132 |
Archaic |
daha sonra gelişen |
postnate adj.
|
|
Slang |
|
133 |
Slang |
daha sonra görüşürüz/konuşuruz |
I'll try to catch you later expr.
|
|
134 |
Slang |
daha sonra görüşürüz/konuşuruz |
I'll try to catch you some other time expr.
|
|
135 |
Slang |
daha sonra konuşalım |
ttys (talk to you soon) exclam.
|
|
Modern Slang |
|
136 |
Modern Slang |
ailelerin, çiftlerin zenginliğe ulaştıktan sonra artan ödemelerini karşılamak için daha çok çalışmak zorunda kalması |
affluence trap n.
|
|
137 |
Modern Slang |
sonra üstüne bir de yağmur yağdı (üzücü bir hikayenin sonunda hikâyeyi daha üzücü bir hale getirmek için kullanılan bir ifade) |
and then it rained.... expr.
|
|